" Kuş ölür, sen uçuşu hatırla..."

Halil, Nihal ve Rakı...



Çocukluğunda aynı mahallede tanımıştı Nihal'i, o zamanlar uzaktan gördüğü kızı beğendiğini anlayacak yaşta değildi. Çocukluk evresinde aşkın tanımını yapmak herkes için zordur, ama Halil bir şeyleri erken anlamaya başlamıştı çünkü hayat acı tecrübelerle baş başa bırakmıştı bu çocuğu. Sadece onu -Nihal'i- görünce bazı düşünceleri unuttuğunu fark etmeye başlamıştı Halil, başlayacaktı elbet o yaşlarda yaşının üzerinde bir olgunluğa erişmek zorunda bırakmıştı onu hayat. Ailesinin ayrılmasını bile daha yeni yeni idrak etmeye başlayan Halil'i bu sefer kader daha kötü sürprizler kurarak beklemedeydi, ancak Halil'in bunlardan hiç haberi yoktu ve çocukluk aşkına yakalandığını yeni idrak ediyordu...


Zamanın ilerleyişinin önüne geçmenin engellenemez bir gerçek olduğu herkesin yüzüne tokat gibi çarparken Halil ilk hayal kırıklığına doğru sürükleniyordu. Sevdiği kızın gözlerinin önünde başkasıyla ilgilenmesi onu kahrederken aslında çok sonradan öğreneceği şeylerden habersiz kendi yaşamasına bakması gerekiyordu, hayatın yollarını ayırmasına ramak kala sevdiğini itiraf etmek için Halil olanca cesaretini toplaması gerekiyordu. Bunun için gereken zamanı kendine ayırmayı düşündüğü süreçte Halil'in yakasına kader bir kere daha yapışıyordu ve babasını ondan alıp uzaklara götürüyordu, artık Halil içinde bulunduğu çöküntüden ötürü Nihal'i tamamen unuttu. Aslında unutması da gerekiyordu ya, Nihal'ini geride bırakıp artık başka bir düzene geçmesi gerekiyordu Halil'in. Her şey onun için bile o kadar çabuk olup bitiyordu ki kendi bile bu hıza ayak uyduramadı ama bütün bu koşuşturma içinde bile Nihal'i asla zihninden çıkarmadı, hep kalbinin bir kenarında adını sayıklanmaya devam etti. Her tanıdığı yüzde Nihal'i arayışını sürdürdü günler geçtikçe ümidi tükene tükene...


Artık buradan sonrasını Halil'den dinlememiz gerekiyor sanırım, yaşayanın anlatması daha doğru olacaktır...

Nihal'i düşünmediğim zamanlar olmadı, ilk hoşlandığım zamanları düşünüyorum da çocuktuk be abi. Sevginin ve aşkın ne olduğunu anlamaya çalıştığımız zamanlarda tutuldum gözlerine, seninde anlattığın gibi zorlu dönemler yaşadım tabi koptum o dönemde Nihal'den. Sonraları sosyal medya denilen şeyle tanıştık ya hepimiz, bende o kervana uyayım ve Nihal'i arayıp bulayım dedim, bir yandan da eğitime devam ediyorum. Neyse abi, derken bir sosyal paylaşım sitesinde buldum onu, seneler o güzel gülüşünden ve gözlerinden hiç bir şeyi götürmemişti. Hani derler ya ilk gün ki gibi diye, hah o durum oldu abi, ilk gördüğüm günler geldi gözümün önüne küçüklüğünü bildiğim ve sevdiğim kızı şimdi tekrar görüyorum. Yalnızlığın deminden midir yoksa özlemden mıdır bilmiyorum da resmini ve yanına bir büyük rakıyı açtım ve onunla dertleşmeye başladım, özlediğimi fark ettim abi, sanki kendimi yeniden buldum onu bulunca zamanla benden uçup giden benliğim ona gitmişti sanki. 

Zamanlar ilerlerken çocukluğumda cesaretimi toplayıp söylemediğim şeyleri söylemeye karar verdim, artık yaşımızın da ilerlemesinden mi bilmiyorum abi ama bu sefer o cesareti rakının da gücüne dayanarak kendimde buldum ve ilk mesajı attım, hatta ne yazdığımı bile hatırlıyorum abi aynen şunu söylemiştim; "Selam Nihal, ben eski mahalleden Halil. Hatırladın mı beni?" Sonra bu mesajı attığıma pişman olmuş olsam da artık gönder demiştim bile, geri dönüşü yoktu bu işin ve Nihal'in cevabinin gelmesi günleri almıştı. Onca zaman içten içe unutamadığım kızın beni terslemesinden çok korkuyordum be abi, hani affedersin siktir git dese diyecek lafım olmadan gidecektim. Neyse uzatmayayım abi, günler günleri kovalarken bir gün mesajıma cevap geldi, nasıl bir heyecanla açtığımı anlatmaya kelimeler yetmez hani mektup yollamış olsa okunmaz hale gelecek kadar yırtarak açardım. Gelen mesajı görünce çok sevinmiştim abi, Nihal beni hatırlamıştı hatta görüşelim diyordu bana. Sanki dünyalar benim olmuştu, Nihal'i tekrar görecek olmanın mutluluğu ve sevinci o kadar büyük oldu ki içimde randevulestiğimiz gün gelene kadar takvim yapraklarını her gün defalarca kontrol eder oldum "geçsin artık şu günler" diye. 

Nihayetinde o gün gelip Nihal'le buluştuğumda o zamanlarda hissettiğim şeyin ilk görüşte aşk olduğunu Nihal'i tekrar görünce anlamıştım, bu şekilde sohbet muhabbet eşliğinde yediğimiz yemekler o günden sonra çoğaldı. Artık mesajların yerini uzun uzun telefon konuşmaları alırken, aklım Nihal dışında bir şeyi düşünemez olmuştu. Nihal'le aylarca devam eden bu buluşmalarımız artık adını koymamız gereken bir ilişkiye doğru gidiyordu ve ben resmen bulutların üzerinde geziyordum, nasıl gezmeyeyim ki be abi sevdiğim hayatımda ilk defa sevdiğim kadınla artık bir ömür beraber olma şansım var ve her daim yanımda olacak. Çocukluk döneminde cesaret edebilmiş olsaydım belki de daha farklı olabilir miydi her şey bilmiyorum ama o gece rakının verdiği güçle beraber attığım mesajın pişmanlığı hiç aklıma gelmedi bir daha. Mutlu bir birlikletiliğe adım attık Nihal'le, şimdi soracaksın bana biz bu rakı masasında bunları konuşurken o nerede diye dimi abi? Evde abi, bende birazdan buradan kalkıp eve karımın ve çocuklarımın yanına gideceğim.


"Şimdi sen ne yapacaksın abi?" Dediği anda verecek cevabım kalmadı Halil'e, gecenin tüm güzelliğini bozmadan bir hikayeyi de cebime koyup cebimdeki parayı masaya koydum ve vedalaşıp ayrıldık Halil'le. Şimdi onu mutlu görmek beni de mutlu ediyor, belki bende aynı mutluluğa erişirim günün birinde he Halil? Deyip son deminden uyanıyorum rüyanın, alkolün etkileri böyle be dostum işte...


Neyse, yine de şerefe!



 

Comments (0)

Yorum Gönder